Ne sözler vermiş, ne vaatlerde bulunmuşlardı, 2023 için.
Hatırladınız mı?
Türkiye, AB’nin en saygın üyesi olacaktı.
G20 Ülkeleri arasında ilk 10’da yerimizi alacaktık.
Kopenhag Kriterlerinden 10 adım, Maastricht Kriterlerinden 100 adım önde bir ekonomik ve demokratik sistem kurulacaktı.
Kişi başına Milli Gelir 45 bin dolar olacaktı.
1 Dolar bir lira olacaktı.
Türk Lirası uluslararası alanda reel para, dış borcu olmayan, sözü dinlenen, Türkiye’nin onayı ve bilgisi dışında yaprağın kıpırdamadığı güçlü bir hükümet olacaktı iktidarda.
Hans ve Helga eğitimde, Ali ile Ayşe’ye gıpta ile bakacaktı.
Dış Borcu olmadığı için IMF’nin parmakla gösterdiği bir ülke olacak, IMF’ye sıkıştığında borç para verecektik.
Musul ve Kerkük güzel ülkemin yeni vilayetleri olacaktı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti AB’nin üyesi olarak Rum tarafından daha etkin hale gelecekti.
Dünya Devletlerinin gıda ve Sanayi ürünü satın almak için sıraya girdiği bir ülke olacaktık.
Bilişim sektöründe çağ atlayacak, dünya devleri kurduğumuz Silikon Vadisinde yatırım yapmak için birbiri ile yarışacaktı.
“Ey Ce Ha Pe istesen de istemesen de uzaya çıkacağız..” diyorlardı.
Çocuklarımız, ‘yoksulluğun’ ne olduğunu Google’dan öğrenecekti. Yoksul kimse olmayacaktı ülkede.
Yerli uçağımız göklerde, yerli otomobillerimiz yollarda, uzaya gönderdiğimiz araştırmacılarımız uzayda fink atacaktı.
Üniversitelerimiz bilim yuvası olacak, dünyaya genç beyinlerle hakim olacak düzeye gelecektik.
Fikir ve Düşünce Hürriyeti konusundaki hassasiyetimize Avrupa hayranlıkla bakacaktı.
Demokrasi Köy ve Mahalle Muhtarlıklarından başlayacak, yerinde yönetim kurumsallaştırılacaktı.
Kısacası 2023’de Türkiye Dünyanın parlayan yıldızı, cazibe merkezi, zengin ve demokratik bir ülke olacaktı.
Ama şu dış güçler var ya dış güçler!
Bi rahat durmadılar ve Türkiye Trenini hep geriye doğru itip durdular.
Geldiğimiz nokta mı?
AB artık bizi aday ülke olarak bile kabul etmiyor.
Kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyi’nden de atıldık, atılacağız.
G20 Ülkeleri arasından çıktık çıkacak durumdayız.
Demokraside Kopenhag Kriterleri, Ekonomide Maascrih kriterleri bizim için artık ütopya.
Kişi başına Milli Gelirde 15 yıl öncesinden daha acınası durumdayız.
1 Dolar, hükümetin koyduğu 2023 hedefinde bile, 1 lira değil. Bu günkü rakamı mı merak ettiniz. Tam 41 lira 70 kuruş.
Dış Borç konusunda, rekorlar kırdık, borç faizi ödemek ve borç öteleyebilmek için kıvranıyor yönetenler.
Türkiye, Uluslar arası alanda Arap Ülkelerinin düşman bellediği, Çağdaş Demokratik Avrupa’nın acıyarak baktığı bir noktada, daha da önemlisi hiç dostumuz kalmadı.
Ülkeyi yönetenler gidecek dost ülke bırakmadığı için Cumhurbaşkanlığı uçak filosu pas tutmaya başladı, hareketsizlikten.
Neyse ki Trump var, alıyoruz 3 misli fiyata gaz, 300 uçak, o da bizimkini Beyaz Saray'da 1 saatliğine ağırlıyor.
2 Milyon üzerinde genç, ne iş hayatında ne de eğitimde yok artık. Onlar yeni bir sınıf kurdular ve 'ev genci' olarak toplumsal yaşamda yer alıyorlar.
Allah var, uzay konusunda sözlerini tuttular, hepimiz gündüz mavi gökyüzünü, gece ise ay ışığının romantikliğinde uzayı seyretmemiz hala serbest.
Üniversitelerimiz işsiz ve cahil yetiştiren kurumlar hale getirildi.
Ege’den sonra Akdeniz’de Yunan ittifakı sayesinde dışlandık, yalnız kaldık.
Demokrasi için ilk adım kabul edilen Köy ve Mahalle Muhtarlıklarını bırakın, Belediyeler bile artık demokratik kurumlar olmaktan çıkarıldı, kayyumluk müessesesi işletiliyor.
Fikir ve Düşünce Hürriyetinde modern dünya değil, diktatörler bize gıptayla bakmaya başladı.
Kısacası 2023’ü 2 yıl geçe, Türkiye bırakın parlayan yıldız olmak, ekonomisi batak, insanları kısıtlı, adaleti güvenilmez, kamu yönetimi ‘İmzalarsak başımıza iş açar mıyız’ noktasında.
Sadece bu kadar mı?
'Hırsız' diye kovulan sonra da rica minnet geri getirilen ekonomi bakanı, her ayın üçünde çıkıp, inmeyen enflasyon ve düşmeyen faiz için mazeret üretmenin ötesine geçemiyor.
İktidarın yayın organları bile yerden yere vuruyorlar adamı.
Dışişleri yönetimi, Osmanlı döneminde imzalanan ve Türkiye’nin toprak kayıplarına neden olan anlaşmaları bile Atatürk ve İnönü’ye fatura etmek adına, Lozan’ı tartıştırıyor düşmanlarımıza.
Tarım Bakanı, “Türkiye Avrupa’nın tarım merkezi konumunda. Et fiyatları da Avrupa’dan daha ucuz” diyerek elin Almanı'nın bile hayretten ağzını açık bırakıyor söylemleri ile.
Milli Eğitim Bakanı, geldiği günden bu yana üstlendiği misyonu en doğru uygulayan adam ödülünü hak ediyor. Tarikatlar ve Cemaatler okullarımızda cirit atıyor artık.
Gariban ve Cahil kesime musallat edilen ‘Cin’i, her mahallede türeyen din adamı kılıklı sahtekarlar temizlemeye, okumuş kesime musallat edilen ‘Dış Güçler’i de, efelenerek temizlemeye çalışıyor devr-i iktidar.
Şimdi iktidarın önünde tek hedef var.
Önümüzdeki 1,5 yıl içinde, yani 2027'in 6. ayına kadar iktidara alternatif hale gelmiş CHP'yi, DEM Parti ve MHP desteği ile, yargıyı da kullanarak siyaset dışına itmek ve bir seçim daha kazanmak.
Bunun için gerekirse APO'yu bile sokağa salmayı göze alan bir yapı var tepemizde, başımızda.
Ha bir de unutmadan, 2023 için söylenenleri ve verilen sözleri unutturmak adına Ahlat'ta köşkler, saraylar boşuna mı yaptırıldı.
Yani yeni hedef 2071.
Tabii yerseniz.