Günümüzde siyasetçi olmak için, hele iktidar partisinde yer bulmak için ‘Pişkinlik’ noktasında zirvede olmanız gerekir.
Mesela her başarısızlığa kılıf uydurmak, her yanlışı, her hatayı “Ne oldu ki, bizden öncekiler de işlerdi bu tür kusurlar” diyebilmeyi becerebilmek ya da.
Bu kadar pişkin değilseniz bile, yaşanan olumsuzluğu başkalarına fatura etmekte mahir olmalısınız, ya da.
Bakınız ne diyor, Kayseri’nin Memleket büyüğü;
"Bu ülkede sorunlar ne zaman sonladı. İnsanlar yaşadığı sürece sorunlar olacaktır. Ancak bu sorunları çözme iradesi var mı. En önemlisi budur. Sorunu çözecek iyi bir kadro var mı. Çok şükür oda AK Parti’de var."
Haydaaa.
Be mübarek, sormazlar mı adama, 20 yıldır ‘Sorun çözmek iddiasıyla’ tepemizde başka siyaset kurumumu var da, sorunları çözme iradesinden bahsediyorsunuz.
Ya da, bizi açlığın çizgisine getiren, uluslararası katillere el avuç açma noktasına oturtan, merkez bankasını kör kuruşa muhtaç eden, kara para cenneti haline getiren, rüşveti, yolsuzluğu kurumsallaştıran, adaleti iç eden, liyakati mezara gömen, basın özgürlüğünü, fikir özgürlüğünü, düşünce hürriyetini ihanet ambalajına sarıp millete yutturmaya çalışan iktidar kimin iktidarı da, çözme iradesinin sizde olduğunu söyleyebiliyorsunuz.
Yahu sorun sizsiniz siz..
Ya da bir başka şekilde sormazlar mı;
“Sorunu çözecek iyi bir kadro sizde var ise, niye görev vermiyorsunuz?” diye.
Bir başka Kayseri Vekili de çıkıp meclis kürsüsünden ahkam kesiyor;
“Dünya resesyonu tartışıyor; Türkiye büyümeyi tartışıyor. Dünya stagflasyon içinden nasıl çıkarız diye düşünüyor, Türkiye büyümeyi tartışıyor. Şu anda bizim toplayacağımız bütçe gelirleri içerisinde ocak-mayıs döneminde yüzde yüze yakın artışın olduğu dönemde bunu da vergiyi ödeyenlerle paylaşmak için ek bütçeyi ihdas ediyoruz"
Yani demek istiyor ki, ‘Sırtınıza bindirdiğimiz ÖTV adı altındaki dolaylı vergilerle canınızı acıttık, şimdi topladığımız bu vergilerin size dönmesi için ek bütçe yaptık..’
Hayır öyle değil.
Mehmet Cengiz de ben de, bir paket sigaraya aynı vergiyi ödüyoruz Sayın vekil.
Bunun adına dolaylı vergi diyorsunuz ya, adı ÖTV.
Ama Mehmet Cengiz’in de benden daha fazla dolaylı vergi vermemesini hiçe sayarak onun gelir vergisini, kurumlar vergisini öteliyor, benim ise alacağım maaş elime geçmeden vergisini kesiyorsunuz.
Gelelim dünyanın Stagflasyon, Resesyonu tartıştığı, bizim ise büyümeyi tartıştığımız iddianıza.
İktidarınızın en istikrarlı bakanlarından biri vardı hani, Yiğit Bulut’a kurban ettiğiniz. Adını unuttuysanız ben söyleyeyim, Ali Babacan.
Geçen hafta çıktı kameraların karşısına ve bakın neler söyledi;
“Bugün, ülke olarak bir uçurumun, iflasın eşiğine geldiğimizi söylemek ve hükûmeti derhal göreve çağırmak üzere karşınızdayım. İflasın, temerrüttün ne olduğunu biliyorum. Çok pişman olursunuz ancak iş işten geçmiş olur. Kaygılıyım çünkü ülkemizin temerrüt riski, yani iflas riski, bugüne dek görmediğimiz bir seviyeye ulaşmış durumda. Çocuklarımızın yarınları tehdit altında. Ekonomik ve finansal bir beka sorunuyla karşı karşıyayız. Türkiye’nin kredi notu tarihin en kötü seviyesine indi. Türkiye’nin temerrüt, yani iflas riskini gösteren 5 yıllık CDS tam 836 baz puana çıktı. Bu gösterge uçağın radarı gibi. Pilota ‘Uçağın yönünü değiştirmezsen dağa çakılacaksın’ diyor. Türkiye için temerrüt nedir, iflas nedir? Türkiye Cumhuriyeti’nin ithal ettiği doğalgazın ve petrolün parasını ödeyememesi demektir. İflas demek, benzin gibi, mazot gibi temel ihtiyaç maddelerinin parayla bile bulunamaması demektir. Paranız var, yarım depodan fazla alamıyorsunuz ya da üç saat kuyrukta bekliyorsunuz. İflas odur. İflas demek, ülke geneline yaygın ve uzun süreli elektrik kesintileri demektir. Her gün altı saat, 10 saat elektriğin kesik olduğunu düşünün. Tehlike bu. Bunların haberi yok. İflas demek, topyekûn ekonomik ve finansal çöküş demektir. İflas, kaos demektir. Acilen tedbir almanın zamanı geldi, geçiyor. Bu işin şakası yok. Bunun sonu çok kötü olur. Dünyada pek çok ülkede gördüm. İflasın, temerrüttün ne olduğunu biliyorum. Perişan olur herkes. İnanın, Türkiye yaşanacak ülke olmaz. Erdoğan’a sesleniyorum, çok pişman olursunuz ancak iş işten geçmiş olur.”
Ali Babacan saçmalıyor diyorsanız, kendisini TV ekranı karşısına davet edin ve ortaya koyduğu iddiaları tek tek yüzüne karşı çürütün.
Söz veriyorum, Ali Babacan’ı ekran karşısında ortaya koyduğunuz ekonomik verilerle mat edin, önümüzdeki seçimde arabamı senin posterlerinle süsleyecek ve gece gündüz senin 3-5 oy daha fazla alman için koşturacağım.
Var mısın?