PKK Terör Örgütünden 30 kişinin silah bırakması organizasyonundan 3 gün önce Ömer Çelik çıktı ve dedi ki;

"Cumhurbaşkanımız Cumartesi sabahı tarihi bir konuşma yapacak. Bütün vatandaşlarımızı o açıklamayı dinlemeye davet ediyorum"

Kendi kendime dedim ki, “Ahha, açlıktan inim inleyenlerin feryadı nihayet külliye duvarlarının ötesine geçti ve Muhterem Cumhurbaşkanımız ücret düzenlemesi de dahil, gelir dağılımını adilleştirecek bir dizi ekonomik kararı ilan edecek..”

Cumartesi erkenden geçtim TV ekranının başına ve merakla dinliyor, bu arada maşıma gelecek ek zam ile hangi borcumu ödeyeceğimi hesaplıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı demesin mi, demek istemesin mi, “2023’te Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanıbaşında ve altılı masasının altında olduğunu sandığımız PKK ve DEM Parti bizim masanın altından çıktı. Bu günden itibaren Milliyetçi ve Mukaddesatçı MHP, Muhafazakar AKP ve Bölücü sandığımız DEM Parti ile İmralı’daki Cani, Ümmet Şemsiyesinin altında, birlikte yol yürümeye karar verdik”

Yürütmezler Sayın Cumhurbaşkanım.

Var mısınız iddiasına.

Devlet Bahçeli tamam dedi diye, MHP Tabanının DEM Parti ve İmralı’nın el sıkışmasını ve sandığa birlikte gitmesini onaylayacağını sanıyorsanız vallahi hiç siyaset bilmiyorsunuz.

Ya da ömrü, TC dediği Türkiye Cumhuriyeti’ni bölme, parçalama misyonu ile geçmiş, ABD ve İsrail’in durmadan sırtını sıvazladığı, eğitip donattığı PKK’lının ülkücülerle birlikte ‘Irmağının akışına ölürüm Türkiye” diyeceğini mi bekliyorsun.

50 bin Şehit Ailesi, ortalama 100 bin Gazi Ailesi.

Bu hain yapının hedefi olan çocuklar, kadınlar, polisler, askerler, öğretmenler, imamlar ve onların geride bıraktıkları..

Daha önce denenmiş ve başarısız olunmuş bir meseleyi ısıtıp ısıtıp yeniden milletin önüne koymaktan ibarettir sizin yaptığınız.

Yemez bu millet, yemeyiz.

Tamam sizin ve Sayın Bahçeli’nin hesabı belli.

Parlamentoda 400 vekil toparlayıp, kafanızda şekillendirdiğiniz ve 2017’de olduğu gibi, süslü bir ambalaja sarıp meclise getireceğiniz Anayasa Değişikliğini halk oyuna götürmeden meclisten geçirmek.

Ama o treni kaçırdınız, farkında değil misiniz?

Dedim ya 30 Kaleşifkofu yaktırarak terör meselesini hallettiğinizi sanıyorsunuz ya, işte burada yine yanılıyorsunuz..

PKK bıraksa bile silahı, farklı isimlerle başka örgütlerin çıkacağını siz benden daha iyi biliyorsunuz.

Asala varken PKK mı vardı mesela.

Emperyalizm ve siyonizmin oyuncağı olduğunuz, ülkeyi oyuncak ettiğiniz ve BOP’un sadık ortağı olduğunuz sürece boşuna çabalıyorsunuz, bizi bölmeden parçalamadan bırakmazlar; bırakmayacaklar,

Onlarca kez yazdım, yazmaya devam edeceğim.

Tutacağınız el kirli olmayacak.

Tutacağınız el kanlı da olmayacak diye.

Aziz Milletin gözünde PKK ve türevleri kanlı birer terör örgütüdür, lideri ve liderleri de vahşi birer cani, dış güçlerin kullandığı birer maşadır.

Türkiye Cumhuriyeti, Parlamenter Bir Demokrasi ile yönetiliyorsa, bu sorunun çözümü de Parlamentodan çıkacaktır, çıkmalıdır diye feryat ettik.

Ama siz Anayasal bir Siyasi Partiyi aparat olarak kullanıp “Öcalan gelsin mecliste konuşsun. PKK Kongresini Malazgirt’te toplasın” dediğiniz gün terör örgütünü muhatap aldığınızı, Halkın İradesi ile meclise giren bir siyasi partiyi ise yok saydığınızı kabul ettiniz.

“Terörsüz Türkiye” ne kadar alımlı bir cümle.

Haydi diyelim PKK bitti, silah bıraktı, DEM Parti çatısı altında demokratik sistemle uyum sağladı.

Diğerleri ne olacak.

Mesela, Colani ile ittifak görüşmeleri yapan, Kürt Özerk bölgesi için anlaşmalar imzalayan PKK'nın yan kolları, ABD’nin Afganistan’da kullandıktan sonra bu ülkeden kaçırdığı ülkemize gelen onbinlerce Afganlı.

Ankara Gar Meydanını kana bulayan canilerin mensup olduğu sözde İslami yapılar.

Sığınmacı maskesi ile ülkemize yerleştirilen binlerce uyuyan hücre.

Suriyeli Sığınmacı olarak gelip, Türkiye’ye bir cümlelik uyum sağlamadan yaşayan milyonların içindekiler.

Eğer siz PKK Terör Örgütüne ödün vermeye kalkarsanız onlar da ayağa kalkacak ve karşınıza çeşitli taleplerle dikilecektir.

Demokratik sistemlerde Terör ile Mücadelenin şartları bellidir.

Önce tam bağımsızlık.

Daha sonra, ödünsüz tam demokrasi.

Bitmedi, birilerinin adına değil, Aziz Türk Milleti adına karar verdiğinin bilincinde tam bağımsız bir yargı.

Güçlü bir Ordu.

Ciddi Devletler, ağır bedeller ödeyerek bu yolu bulmuş ve çizmiştir.

Bu ortak yolun ötesinde başka bir yol yoktur.

Güçlü bir devlet yapısı, kararlı ama Demokratik çizgi, silaha karşı silahla karşılık.

Bunun dışındaki arayışlar felakettir.

Siz ise bilinenin aksine yargıyı zamanında bu adamların ayağına götürmüşsünüz.

Bunlar istiyor diye, kurumlardan ‘Türkiye Cumhuriyeti’ tabelalarını söktürmüşsünüz.

Bunların gönlü hoş olsun diye evlatlarımızın her sabah okulların bahçelerinden yükselttikleri ‘Türküm, Doğruyum, Çalışkanım” diye haykırmalarını yasaklamışsınız.

Unutmayın Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Bahçeli.

Bu gün yönettiğiniz Türkiye Cumhuriyeti size ecdattan miras kalmamıştır.

Aziz Türk Milleti size onu, güçlendiresiniz, zengin edesiniz diye emanet etmiştir.

Siz zayıflattınız, fakirleştirdiniz, boğazımıza kadar bizi dışa bağımlı hale getirdiniz.

AKP, DEM Parti ve MHP olarak üçünüz birlikte aynı listeden seçime bile girseniz, bilesiniz ki size verilen emanetin süresi dolmuştur.

Bu Aziz Millet, ilk seçiimde onu sizden alacak ve daha ehil gördüklerine emanet edecektir.

Ve o gün çok yakındır.