Kapitalist sermaye böyle bir şeydir.

Sakın önüne çıkıp, ‘Ama kanun, ama yasa’ demeye kalkma.

Ya kanunu değiştirtir, ya da o kanuna savaş açar.

Efendim bu köşe ucuz insanlara kapalıdır aslında.

Ama bazen de farz kılınır yazmak.

Kayseri’ye kondurduğu otellerle turizm pastasından aslan payını alan, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yaptığı ‘Beş bana, bir sana’ anlaşmasıyla da kent ticaretinden hissesine düşeni kasaya indiren Süleyman Çetinsaya’nın oğlu Serhan Çetinsaya, sahibi oldukları Kayseri Park AVM’nin ölü bölgesine yiyinti, içinti mekânları yapmaya kalkışınca Melikgazi Belediyesi çalışmanın kaçak olduğunu bildirerek inşaatı mühürlemiş.

Vay sen misin bunu yapan.

Yedi kuşaktır Kayserili olduğunu belirten bebe açtı ağzını yumdu gözünü.

“Kayseri’ye yürüyen merdiveni biz getirdik, açtığımızda insanlar dua okuyup biniyorlardı..” dedi.

Alışmışlardı çünkü, yaptıkları her işte onları denetleyen değil, önlerini açan belediyeci modeline. Alışmışlardı çünkü önlerine çıkan yasal engelde, çıkaranları satranç tahtasındaki piyon gibi kutuya koymaya.

Bana bak bebe.

“Kayseri’ye yaptığımız yatırımlar, Kayserideki büyüklerin talepleri üzerine yapıldı..” diyorsun ya.

Onlar Kayseri’deki büyükler değil, gelecek pasta tepsisinden pay almayı hayal edenlerdi sadece.

Pastanın tadına baktınız, lezzetli ve ülkede AVM’cilik zirvede, yaptınız yatırımınızı.

Hemi de arsasına bina yaptığınız Vakıflar İdaresi’nin bile “Bu yapıda ikinci bodrum katı yoktu” diye dava açmasına rağmen.

Çünkü inşa ettiğiniz Kayseri Park’ın Genel Müdürü dönemin Melikgazi Belediye Başkanının damadı idi.

Bu sayede Kayseri’de önünüz o kadar açıldı, açıktı ki, Yamanlar Lisesi çıkışlı bu damadı alıp AVM’lerinize genel müdür yaptınız.

Yamanlar Lisesi ne alaka diyecekler çıkabilir içinizden.

Fetullah adındaki hainin kuluçkaya yattığı lisedir Yamanlar Lisesi.

Sonra ne mi oldu.

Bu delikanlıya katalog evliliği yaptırdı Fetullahçı yapı.

Kız istemeye, o dönemin Hacı Abisi gitti.

Sonrasını biliyorsunuz, yürü ya kulum dedi yaradan.

Bir ara Vakıflar’dan, Vakıfların hakkını aramaya yönelik davalar açıldı size.

Bir baktık, kıymetli genel müdürünüzün kayınpederi, birden bire fen işleri müdürünü feda edip vakıflar bölge müdürü yapıverdi.

15 Temmuz günlerini hatırlıyorsun değil mi?

İktidara yakın iki gazetede birden aynı manşet;

“FETÖ’nün AVM ayağına operasyon hazırlığı..”

Gerçekleşmedi bu operasyon, biliyor musun.

‘Niye’ diye babana sorarsan anlatır.

Tüketici Mahkemesinde tek bir tane davanız bile yokmuş.

Baban’ı Sayın Cumhurbaşkanı ile meydanda, milletin önünde TV’lerin canlı yayında olduğu bir anda Recep Tayyip Erdoğan’a nasıl pazarladıklarını, öncesinde yazılan senaryoyu okusanız, “Bu kadarı benim bile aklıma gelmezdi” dersin evlat.

O nedenle haddini bilecek, oturduğun yerde oturacaksın.

Kayseri Park’ta yapmak istediğiniz resmen kaçak inşaat.

Belediye de taşıdığı sorumluluğun gereği inşaati mühürledi.

Bunu "Kayseri'ye hayır işleri olarak bağışladığımızı düşünürsek..” diye başlayan sözlerle kamufle etmeye kalkışma.

Kaz gelecek yere tavuk bağışladınız sadece.

Bir kent halkını, “Kayseri’ye yürüyen merdiveni biz getirdik” diye küçümsemeye de kalkma, haddini bil, bir kente bir kent halkına hakaret etmek, onları küçümsemek senin boyunu aşar.

Bak Mehmet Amcanız köşesine çekilme kararı aldı, Memduh Dayınız da gün sayıyor.

Öyle ben yaptım oldu dönemi geride kaldı.

Biri de çıkar, “Merdivenini de al git” der sonra.