Genelde, Siyasi Partiler kongre ve seçim dönemlerine girdikleri zaman cımbızla birini seçip parlatmayı ilkesizlik ve fırsat eşitliğine müdahale olarak gördüğüm için, kenardan izlerim bu süreçleri.

Ama seçildikten sonra kim olursa olsun, yaptıkları her uygulama bir gazeteci olarak benim radar alanımdadır.

Bu ilkeyi ilk kez çiğnedim, çiğneyeceğim.

Gerek CHP il yönetiminde, gerekse bazı ilçe teşkilatlarında yaşananlar için ilk kez bir kongre döneminde bayramlık ağzımı açmayı uygun buldum.

Aylar önce, Kayseri Siyasetini bir kenardan izleyen CHP’li dostlarımın daveti ile, birkaç kez bir araya gelerek, partiideki olumsuzlukların giderilmesi ve yaşanmaya başlananların yaşanmaması için fikir jimnastiği yaptık.

Bu bölünmüşlüğün Kayseri’ye zarar verdiğini dikkate alarak, tarafları ayrı ayrı davet ederek oturduk görüşlerimizi dillendirdik, il ve ilçe başkanları olarak bu sorunun kongreden önce çözümlenmesi gerektiğine dikkat çektik.

Zira açık açık etnik unsurlar üzerinden politika yapıldığını belirttik, bu Avşar-Alevi çekişmesinin sonuçlarının büyük bir kopuşa yol açacağına vurgu yapan sohbetler gerçekleştirdik.

Daha sonra, önce İl Başkanlığı ile Melikgazi İlçe Başkanlığı ziyaret edildi.

Kimler yoktu ki, bu kaygıyı taşıyanların arasında.

Eski Kayseri Milletvekili, il eski başkanları ve adı CHP ile özdeşleşmiş isimler.

Bu süreçte de yazdığım yazılarda, dostlarımdan oluşan bu yapının tamamının CHP üyesi etiketi taşıdığını, benim ise sürecin tanığı olarak bu ziyaretlerde yer aldığımın altını kalın çizgilerle çizmeye dikkat ettim. .

Zira, Kayseri’nin en küçük ilçesi, CHP gibi bir siyasal yapıyı eline almış, Sarız’da verilmesi gereken mücadeleyi Kayseri’nin en büyük ilçesi ve il yönetiminde sahneye koyuyordu.

Son iki yıl içinde bu ayrışmanın CHP Seçmenini rahatsız ettiğini vurgulayan köşe yazıları da yazdım.

Birebir görüşmelerim de oldu gerek İl Başkanı Sayın Feyzullah Keskin, gerekse Melikgazi İlçe Başkanı Sayın Turan Arık ile.

Bu görüşmeler sırasında CHP’lilerin rahatsızlık duydukları konuları dillendirdim, yazdım.

Hatta açık açık İl Yönetimindeki bazı isimler ile ilgili görüşlerimi de dile getirdim.

Özellikle son ziyaret sırasında şunu gördük, İl Yönetimi, “Melikgazi bizi yok sayıyor..”, Melikgazi yönetimi de, “Bu günkü il yönetiminin belirlenmesinde Melikgazi olarak inisiyatif kullanmadık. Bizim il eski başkanımız kırmızı çizgimizdir” görüşünü açık açık dillendirdiler.

Geçen zaman diliminde, tek dertleri yaşanan bölünmüşlüğe dikkat çekmek olan dostlarımız, “Siz kimsiniz?” gibi seviyesiz suçlamalarla da karşı karşıya kaldılar.

Gelinen noktada, CHP’li dostlarımızın endişelerinin ne kadar yerinde olduğunu başlayan kongre süreci ile gördük, görüyoruz..

Ötesi yok, CHP’deki hakaretleşmeler adliye koridorlarına taşındı.

Daha kötüsü yok, CHP Üyesinin irtibat telefonu arandığında ilçe başkanının cevap vermesi ve ‘Dayısıyım’ demesi, diyebilmesi.

Önümüzdeki günlerde önce Delege Seçimleri, ardından ilçe kongreleri ve il kongreleri yapılacak.

OIuşturulan üye yapısı ile yapılacak hiçbir kongre, CHP’lilerin tamamını kapsamayacaktır.

Yani seçimden sonra da bu kavga bu gürültü devam edecek ve sonuçta sandığa yansıyacaktır.

Acı olanı nedir biliyor musunuz?

CHP Genel Başkanı, haftanın iki günü meydanları doldurup taşırırken ve, “Muhafazakar Demokratlar, Milliyetçi Demokratlar diye çağrılar yaparken Kayseri’de hala “İl Başkanı Sarızlı Avşar mı yoksa Sarızlı Alevi mi olacak” tartışmasının yaşanması.

Daha da acı olanı nedir biliyor musunuz?

Bu çekişme yüzünden hasbelkader partinin organlarına seçilen bazı zübük tiplerin sağduyuyu öne çıkarmak yerine ateşe benzinle gitmeleri.

Burada Milletvekili Sayın Aşkın Genç’in iyiniyetli çabalarına dikkat çekmek istiyorum. Ama mesele milletvekilinin bile kontrolünden çıktı.

1977’den bu yana Kayseri Siyasetini yakından izleyen bir gazeteci olarak söz veriyorum.

CHP Kayseri yapılanması sağlıklı bir noktaya gelene kadar, hatalı kim varsa, bölünmüşlükten kim nemalanıyorsa, CHP’li olmadığı halde, partiye üye yapılan ve sadece delege seçimlerinde oy kullanan ne kadar isim varsa, İl ve İlçe Başkanının önüne geçerek sağa sola saldıran ne kadar isim varsa, gün gün isim isim gündeme getirecek ve teşhir edeceğim.

Cumhuriyet Halk Partisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu Aziz Millete bir hediyesidir.

CHP, Demokrasinin, Cumhuriyetin, Laikliğin Türkiye’deki teminatıdır.

Bu güzide kurumu 3-5 hergelenin ego tatmin merkezine dönüştürme hesabı içinde olanların akıllarını bir an önce başlarına almaları gerekir.